top of page

Kitaplar 

2020-05-09_00-44-06.png

Ä°ÇÄ°NDEKÄ°LER

Medeni usul ve icra iflas hukukçusu olarak fikri mülkiyet hukuku alanındaki çalışmalarımın baÅŸlangıcı Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki asistanlık yıllarıma dayanmaktadır. Medeni Usul ve Ä°cra Ä°flas Hukuku Anabilim Dalında araÅŸtırma görevlisi olarak çalışmaya baÅŸladığımda, Kıymetli Hocalarım Prof. Dr. Selçuk Öztek ve Prof. Dr. Nevhis Deren Yıldırım, kürsü dersleriyle birlikte o yıllarda Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde zorunlu ders olarak kendilerinin anlattığı fikri ve sınai mülkiyet hukuku dersini de takip etmemi istediler. Hocalarımın fakülteden ayrılmasından sonra fikri ve sınai mülkiyet hukuku derslerini anlatmaya  devam ettim. 2013 yılında Marmara Üniversitesinden ayrılıp Ä°stanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesine geçtiÄŸimde, zorunlu ders olarak müfredatta yer alan fikri ve sınai mülkiyet hukuku derslerini anlatmak bana düÅŸtü. Fakültedeki derslerle birlikte bu alanda hazırladığım bilirkiÅŸi raporları da uygulamada ortaya çıkan sorunların tespiti bakımından oldukça yararlı oldu.

​

Aslında fikri mülkiyet hukuku ülkemiz üniversitelerinde yeterli desteÄŸi ve deÄŸeri ne yazık ki görmemektedir. Oysa geliÅŸen ticaret hayatının ve teknolojinin, fikri mülkiyet hukukun önemini her geçen gün artırdığı ortadadır. Bu geliÅŸmelere paralel bir ÅŸekilde fikri mülkiyet hukukunun zorunlu ders olarak hukuk fakültelerinde müfredata dahil olması isabetli olacaktır. Fakat fikri mülkiyet hukuku, birkaç üniversite haricinde zorunlu ders olarak müfredatlarda yer bulamamaktadır. Fikri mülkiyet hukukunda ülkemizdeki akademik yayınlar sürekli artmakta ise de mukayeseli hukuka bakıldığında bu alandaki çalışmaların hala oldukça eksik olduÄŸu kolaylıkla tespit edilebilecektir. Ä°htimaldir ki, bu alandaki çalışmalar yıllar geçtikçe giderek nitelik ve nicelik olarak artacaktır.

2020-05-09_00-59-32.png

Ä°ÇÄ°NDEKÄ°LER

Kitabımızın birinci baskısı kısa sürede tükenmiÅŸ ve uygulamada birçok avukat ve hakim kitabı bulamadığından yakındığı için, ikinci baskının yapılmasına karar verilmiÅŸtir. Ancak, bu arada 28/02/2018 kabul tarihli 7101 sayılı Kanunla getirilen yeni konkordato hükümlerinde bazı deÄŸiÅŸikliklerin yapılması gündeme gelmiÅŸ ve bu nedenle kitabın ikinci baskısının bu deÄŸiÅŸiklikler yapıldıktan sonra gerçekleÅŸtirilmesinin daha uygun olacağı sonucuna varılarak basım iÅŸlemi ertelenmiÅŸtir.

 

Nihayet 06/12/2018 kabul tarihli “Abonelik SözleÅŸmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına Ä°liÅŸkin Takibin BaÅŸlatılması Usulü Hakkında Kanun”un 13, 14, 15, 16.maddeleri ile Ä°cra ve Ä°flas Kanununun 286, 287, 290 ve 292. maddelerinde önemli deÄŸiÅŸiklikler yapılmış ve bu deÄŸiÅŸikliklerin yürürlüÄŸe girmesi hakkında da Ä°cra ve Ä°flas Kanununa Geçici Madde 15 eklenmiÅŸtir.

 

Aslında, yürürlüÄŸe girmesinden sonraki uygulama, 7101 sayılı Kanunla Ä°cra ve Ä°flas Kanununun konkordatoya iliÅŸkin hükümlerinde yapılan önemli deÄŸiÅŸikliÄŸin bazı eksiklikler içerdiÄŸini göstermiÅŸtir. DoÄŸrusunu söylemek gerekirse, bu eksiklikler içtihat yoluyla giderilebilecek eksikliklerdir. Ama, halen, 7101 sayılı Kanunun yürürlüÄŸe girmesinden hemen sonra yapılmış olan konkordato baÅŸvurularında bile daha kesin mühletin henüz ilk aylarında bulunulmaktadır. Bunun anlamı; yeni düzenleme yönünden ilk derece mahkemeleri uygulamasında yeknesaklığı saÄŸlayacak olan bölge adliye mahkemesi kararlarının çok az sayıda olması ve Yargıtay kararlarının ise hiç bulunmamasıdır. Tamamen yeni ve çaÄŸdaÅŸ bir görünüme kavuÅŸturulmuÅŸ olan ve hakime büyük takdir hakkı tanıyan bir kurumun birkaç ay içinde yerleÅŸik çözümlere kavuÅŸması mümkün deÄŸildir. Kanun koyucunun uygulamada ortaya çıkabilecek her ihtimali gözetmesi ise kazüistik bir kanun yapılmasını gerektirir ve bu yöntem Türk (ve Ä°sviçre) hukuk kültüründe ve kanun yapma tekniÄŸinde kabul görmemiÅŸtir. Böyle olunca yeni konkordato kurumunun istikrarlı çözümlere kavuÅŸturulması ancak birkaç yıl sonra mümkün olabilecektir.

 

Buna raÄŸmen, nedendir bilinmez, 7101 sayılı Kanunla getirilen yeni hükümler kimi çevrelerin haksız saldırılarına maruz kalarak yıpratılmaya çalışılmış; hatta, bazı yazarların bir ağıt yakmadıkları kalmıştır. Bu çerçevede, ABD hukukunda yürürlükte olan Federal Bankruptcy Code’un Chapter Eleven’ının neden aynen benimsenmediÄŸi bile, ciddi ciddi sorgulanır ve eleÅŸtirilir olmuÅŸtur! ABD’de demiryolu ÅŸirketleri için geliÅŸtirilmiÅŸ olan1 ve apayrı bir hukuk kültürünün ürününü oluÅŸturan bu düzenleme Kıta Avrupası hukuku ve dolayısıyla Türk hukukuna yabancı kavramlar ve uygulamalar içermektedir. Bu nedenledir ki, mali ve finansal güçlük içindeki ÅŸirketlerin kurtarılması konusunda Kıta Avrupası’nda yapılan bütün düzenlemeler Chapter Eleven’dan deÄŸiÅŸen ölçülerde yararlanmış2, ama bu yararlanma ve esinlenme – Almanya dışında3- daha ziyade mütevazi ölçekte olmuÅŸtur. Nitekim 7101 sayılı Kanun hazırlanırken bazı hükümlerinden yararlanılan Ä°sviçre düzenlemesinde 2013 yılında gerçekleÅŸtirilen önemli deÄŸiÅŸikliklerin gerekçesinde de, Chapter Eleven’ın incelendiÄŸi ve bazı hususlara önem atfedilerek bu hususlardan yeni düzenleme hazırlanırken yararlanıldığı belirtilmiÅŸtir. 7101 sayılı Kanun hazırlanırken de Bilim Komisyonu Amerikan düzenlemesini tahlile tâbi tutmuÅŸ ve bu düzenlemeden, yerleÅŸmiÅŸ kavramlara zarar vermeden ne ölçüde yararlanılabileceÄŸini inceleyerek bu ÅŸartlar dahilinde, Ä°sviçre konkordato hukukunda olduÄŸu gibi, sadece belli bazı prensiplerin benimsenebileceÄŸi sonucuna varmıştır4. Ä°ÅŸte 7101 sayılı Kanun hazırlanırken Chapter Eleven’a verilen yer ve önem bundan ibarettir.

 

7101 sayılı Kanunla getirilen yeni konkordato hukukunun ticari iÅŸletmelerin kurtarılması bakımından bütün sorunları çözdüÄŸünü söylemek hiç kuÅŸkusuz mümkün deÄŸildir. Bu açıdan bakıldığında, bir kere, bir erken uyarı sistemi kurulmalı ve tacirin, çok geç olmadan ve borca batıklık batağına bir daha geri dönüÅŸ mümkün olmayacak ölçüde saplanmadan önce konkordato prosedürüne baÅŸvurabilmesi saÄŸlanmalıdır (aslında bunun nüvesi TTK m.378’de mevcuttur). Ä°kinci olarak, sistem banka alacaklarının tahsili bakımından Ä°stanbul Yaklaşımına benzer bir yöntemle takviye edilmelidir. Üçüncü olarak, gerçek bir “yeniden yapılandırma” hukuku ihdas etmek için çalışmalara gecikmeksizin baÅŸlanmalıdır. Bu konuda Kıta Avrupası hukuk ailesinde herkesçe kabul görmüÅŸ, üzerinde bu ailenin bütün mensuplarının mutabık kaldığı bir sistem bulunmamaktadır; onun için, bu sistemin ihdasına yönelik çalışma zor bir çalışma olacak ve çok zaman alabilecektir.

 

7155 sayılı Kanun hazırlanırken 7101 sayılı Kanun’u hazırlamış olan Bilim Komisyonunun görüÅŸünü almaya gerek duyulmamıştır.

 

Aslında 7155 sayılı Kanunla yapılan deÄŸiÅŸiklikler temelde haklı deÄŸiÅŸikliklerdir. Özellikle herkesin komiser olabildiÄŸi, para mukabili ve konkordato hukuku ve uygulaması hakkında hiçbir ÅŸey bilmeyen kiÅŸi ve kurumlarca komiserlik kursları açılarak komiserlik sertifikalarının cömertçe dağıtıldığı, bu sertifikaları alanların hakimleri kapı kapı dolaÅŸarak komiserlik istedikleri bir ortamda bu rezaletin uzun süre devam edemeyeceÄŸi açıktır. Zaten bu soruna Bilim Komisyonumuz da Adalet Bakanlığı nezdinde teÅŸebbüslerde bulunarak aylardır iÅŸaret etmekteydi.

 

Finansal analiz raporları bakımından da ivedi olarak bir ciddiyet getirilmesi gerektiÄŸini tartışmak dahi mümkün deÄŸildir. 7101 sayılı Kanunla bağımsız denetim kuruluÅŸlarına fazla güvenilmiÅŸ ve sonuçta bir baÅŸka rezalet de bu raporlar bakımından yaÅŸanmaya baÅŸlanmıştır. Böyle olmakla birlikte, 7155 sayılı Kanunla 286. maddede bu konuda yapılan deÄŸiÅŸiklik hem konkordato kurumuna baÅŸvuruları ciddi ÅŸekilde engelleyecek ve hem de konkordato kurumunun ruhuna, sistematiÄŸine ve yapısına uygun olmayan bir içerikte tasarlanmıştır. Halbuki bu konuyu disiplin altına almak için baÅŸka yöntemler de düÅŸünülebilirdi; Bilim Komisyonuna sorulsaydı bu yöntemlerin neler olduÄŸu ilgililere anlatılabilirdi. Anlaşılan odur ki, ülkemizde, çözülmeyi konkordato gibi çarelerle uzatmayıp borçlu tacirin iÅŸi uzatmadan hemen iflas etmesini ve piyasadan silinip gitmesini ÅŸiddetle isteyen bazı baskı grupları vardır. Bu önyargılı bakış, ülkemiz ve ekonomisi bakımından iyi sonuçlar doÄŸurmayacak olan bir bakıştır ve tasvip edilmesi mümkün deÄŸildir.

 

Siyasi irade ÅŸu aÅŸamada sadece finansal analiz raporu ve komiserlik kurumu bakımından bir düzenleme yapılmasını istemiÅŸtir. Ama, 7101 sayılı Kanunda 7155 sayılı Kanuna konu olmayan baÅŸka bazı deÄŸiÅŸikliklere de ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaçların büyük bölümü tespit edilmiÅŸ olup, bu ÅŸekilde oluÅŸturulan deÄŸiÅŸiklik paketinin Haziran 2019’a kadar kanunlaÅŸması söz konusudur.

 

Kitabımızın ikinci baskısında esas itibariyle 7155 sayılı Kanunla yapılan deÄŸiÅŸiklikler ilgili maddelere yerleÅŸtirilmiÅŸ ve yorumlanmış; bu vesileyle, doÄŸrudan doÄŸruya 7155 sayılı Kanunu ilgilendirmemekle birlikte, konkordatoya iliÅŸkin diÄŸer hükümler bakımından uygulamada ortaya çıkan bazı önemli sorunlara da açıklık getirilmeye çalışılmıştır.

2020-05-09_00-47-37.png

Ä°ÇÄ°NDEKÄ°LER

Son bir yıldır bizi telefonla arayan veya meslek çevresinde tesadüf ettiÄŸimiz dost meslektaÅŸlarımızdan iÅŸittiÄŸimiz sorular içinde konkordatoyla ilgili olanların çokluÄŸu dikkatimizi çekmekte, bu sorular arasında alacaklıların alacaklarını bildirmeye hangi aÅŸamada davet edilecekleri, rehinli mallara deÄŸer takdirinin ne zaman yapılacağı, rehinli alacaklılarla müzakerenin alacaklılar toplantısından önce mi sonra mı gerçekleÅŸtirileceÄŸi gibi meseleler yer almaktadır.

​

Aynı dönemde yine konkordatoyla ilgili olarak alacaklılar toplantısı ilanı yerine alacaklılar kurulu adı altında ilan yapılması, geçici mühlet içerisinde alacaklıların alacaklarını bildirmeye davet edilmesi, komiserlik adresi olarak borçlunun adresinin gösterilmesi, alacak bildirimi yapılırken baÅŸvuru harcı talep edilmesi gibi iÅŸlemler ise karşılaÅŸtığımız hatalı uygulamalar arasındadır.

​

Yakın zamandaki bu tecrübenin akla getirdiÄŸi düÅŸünce ile hazırlanmış olan bu kitapçık konkordato ile ilgili bir ÅŸerh ya da sistematik eser olmaktan çok uzak olduÄŸu gibi bir “konkordato el kitabı” da deÄŸildir. Kitapçığın maksadı, konkordato konusunda uygulamacılara baÅŸlıca hangi iÅŸlemlerin hangi sırada ve ne ÅŸekilde yapılacağını ana hatlarıyla ve örneklerle, ilgili mevzuat hükümleri de eklenerek, göstermekten ibarettir. Yazarlar hacmi ve kapsamı çok sınırlı bu çalışmayı hazırlarken doktrin tartışmalarına yer vermemiÅŸler, hazırladıkları belgelerle yön vermeye çalıştıkları yaygın uygulamayı esas almışlardır.

 

Doktrinde tartışmalı olan hususlarda yazarların ve yakın çalışma arkadaÅŸlarının görüÅŸleri için Ä°cra ve Ä°flas Kanunu Bilim Komisyonu BaÅŸkanı Prof. Dr. Selçuk Öztek ve Ä°cra ve Ä°flas Kanunu Bilim Komisyon üyeleri Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel ve Doç. Dr. Bilgehan YeÅŸilova ile birlikte kaleme alınan Yeni Konkordato Hukuku (Adalet Yayınevi 2019) baÅŸlıklı ÅŸerhe baÅŸvurulabilir.

Ülkemizde yaklaşık on beÅŸ yıldır geniÅŸ bir uygulama alanı bulan iflasın ertelenmesi kurumuna, olaÄŸanüstü hal süresince baÅŸvurulamayacak olması sebebiyle, zor duruma düÅŸmüÅŸ tacirlerin iflasına mani olacak, yeniden toparlanmalarını saÄŸlayacak yegane kurum olarak konkordato kalmıştır. Hukukumuzda doksanlı yılların baÅŸlarına kadar sıkça uygulanan, Yargıtay kararlarına konu olmuÅŸ ve doktrinin de üzerinde yoÄŸun olarak çalıştığı konkordatonun, mevcut durum itibariyle, zor durumdaki borçlular (tacir olamayan borçluların da iflas dışı adi konkordatoya baÅŸvurabilmeleri mümkündür) için kullanılabilecek en etkili enstrüman olması bu çalışmanın sebebi olmuÅŸtur. Çalışmada konkordatonun derin dehlizlerinde kaybolmamaya çalışılarak, net ve kronolojik bir sıra ile ve sorularla, kurum hakkında açıklayıcı bilgi verilmeye çalışılmıştır. Eserde, temas ettiÄŸi ölçüde, mehaz Ä°sviçre Ä°cra Ä°flas Kanunu'nun güncel hükümlerine atıf yapılmış ve uygulamada karşılaşılabilecek tartışmalı noktalara deÄŸinilmiÅŸti

Ä°ÇÄ°NDEKÄ°LER

Eserde, Alman Hukukunda alan adlarının haczine iliÅŸkin geliÅŸmeler göz önünde bulundurularak, hukukumuz açısından alan adlarının haczi meselesi açıklığa kavuÅŸturulmaya çalışılmıştır, ".tr" uzantılı alan adlarının haczinin konu edildiÄŸi bu çalışmanın ilk bölümünde alan adlarının hacziyle sınırlı olacak ÅŸekilde internetin tarihçesi ve alan adlarının teknik alt yapısı incelenmiÅŸ, ikinci bölümde alan adları tescil sistemi ele alınmış, haczin konusu olarak alan adlarının hukuki niteliÄŸi hakkındaki açıklamalar üçüncü bölümde yapılmış, alan adlarının haczinin Ä°cra Ä°flas Kanunu açısından arz ettiÄŸi özellikler dördüncü bölüme konu edilmiÅŸ, besinci bölümde haczedilen alan adlarının satışı sorunu araÅŸtırılmış ve son olarak ".com" uzantılı alan adlarının haczi meselesi incelenmiÅŸtir.

Ä°ÇÄ°NDEKÄ°LER

Yargılama hukukunda birçok hüküm taraflar ve tarafların nitelikleri hakkındadır. Taraf kim olacaktır sorusuna verilecek cevap, yargılamanın her aÅŸamasında büyük önem arz eder. Nitekim mahkemeye baÅŸvurarak hukuki himaye talebinde bulunabilecek kimse davacı tarafında yer alacak, kendisine karşı hukuki himaye talebinde bulunulacak kimse de davalı tarafında yer alacaktır. Taraflar dava malzemesini getirecekler, davanın yürütülmesinde önemli rol oynayacaklar ve nihayet hakimde kendi menfaatlerine uygun ÅŸekilde kanaat oluÅŸturmaya çalışacaklardır. Karar taraflara iliÅŸkin olarak verilecektir. Kanun yollarına yine taraflar baÅŸvuracaklar ve yargılamanın sonunda verilen kararın icra edilmesini taraflar isteyeceklerdir. Ä°ÅŸte bu sebeplerden dolayı, kimin somut hukuki uyuÅŸmazlığın tarafı olduÄŸunu mümkün olduÄŸunca doÄŸru tespit etmek gerekecektir. 

Ä°ÇÄ°NDEKÄ°LER

Haksız rekabet neticesinde oluÅŸan etkilerin ortadan kaldırılması, müdahalenin men'i, eski hale getirme ve maddi ve manevi tazminat davalarıyla mümkün olmaktadır. TTK m.58'de düzenlenmiÅŸ olan müdahalenin men'i ve eski hale getirme davalarının arasındaki sınırın yeterince çizilmemiÅŸ olması uygulamada sorunlara yol açmaktadır. Eski hale getirme davası incelememizin konusunu teÅŸkil etmektedir. Bunun için öncelikle haksız rekabet kavramı ele alınacak; eski hale getirme talebinin medeni hukuk temelleri ve haksız rekabet hukukundaki görüÅŸünü ayrıntılı olarak incelenerek; TTK m.58'deki diÄŸer davalarla karşılaÅŸtırılacak ve dava usul hukuku bakımından deÄŸerlendirilecektir. 

bottom of page